28 Mayıs 2008 Çarşamba

BİR VARMIŞ BİR YOK OLDU

O zaten senin değildi ki diyorlar, ait olduğu yere gitti. Doğru olduğunu bildiğin sözleri bu gün kabullenemiyorsun. O benimdi diyorsun, sahip olduğun her şeyi daha bir sahipleniyorsun. Arkandaki bir dağı daha çekiyorlar yavaş yavaş. Ne kadar önceden öğrenmiş olursan ol bir türlü alışamıyorsun işte. Yanındayken bile kokusunu özlüyorsun, neden diyorsun, neden bu kadar vefasız oldun diye kendine. Her şey sınav mıydı? Her şey okul muydu? Birinci ol istersen akranlarının arasında, en önde ol her fotoğrafta, bir an bile daha fazla yanında olmasını sağlayabilir misin? Hayatının idealize emellerinin hangisi insanca? Evet, kendine mutluluk gibi mütevazı bir hedef koyabilmeyi öğrendin ama ödediğin sence de biraz ağır bir bedel değil mi? Seni büyüten insanla o ölüyorken tanışmak ne kazandırdı sana? Bir net fazla mı yaptın? Yüz kişinin önüne mi geçtin? Hayır, üzgünüm sen hayata yetişemedin.
O yok işte yanında, önünde veya uzakta da yok yok! Toprağın altından senin için dua etmeyi sürdürecek. Sen umursamazlığını sürdürecek misin? Kaç kabus eder bu? Kaç kabus hak ettin kim bilir? Sen yaşıyordun, o izliyordu. Hiç paylaşmayı denemedin, denediğinde de çok geçti işte. Artık nasıl alışırsın yokluğuna sen düşün. Hapset kokusunu yapabilirsen, yokluğunu koklamaya dayanabilirsen. Azıcık güçlü ol, geri dönüşü olmasa da ders al yanlışlarından. Yeni yanlışlar yapma. Hiç kimseye hak ettiğinden fazla değer verme ki asıl hak edenlerden ilgini esirgememiş ol. Binemediğin bir trenin arkasından el sallamak düştü sana. Bunu bir daha asla başkasına yapma. En başta kendine yapma, çünkü en çok şeyi sen kaybediyorsun. Sığamasan da onsuz şehirlere, ölene kadar birlikteyiz diyen, gülen gözlerle sana bakan yüce varlığın elini öpüp onunla vedalaşmaktan başka neyin var yapacak?
Ne doktor olduğunu görebilecek, ne gelin olduğunu. Sen yaşamaya devam ederken o kefenin içinde böcekler tarafından parçalanıyor olacak. Yakışmıyor değil mi, yakıştıramıyorsun o beyaz şeyi ona. Varlığını umursamamak kolay da, yokluğuna alışmak zormuş meğer. Sen onun acısını bastırıp eskisi gibi gülmeye başladığında o, hala dünya üzerinde yokluğuyla var olmaya devam edecek. Çocukların onu görmeyecekler. Onlara anlatsan bile umurlarında olmayacak. Sen bile belki hayal mayal hatırlayacaksın zaman içinde, malum aklın eriyorken çok da birlikte olmadınız. Bayramlar en zor gelecek, ilk gün, hele o ilk gün geçmek bilmeyecek. Kapısının önünden defalarca geçip bir defa bile kapısını çalmazken için hiç sızlamıyordu. Artık onun sokağından geçmeye bile yüreğin dayanmayacak. Onun aldığı hediyeleri saçma sapan bulurken, şimdi her birini ayrı ayrı özleyeceksin. Çünkü o saçma sapan şeylerin hiçbirini saklamadın.
Kendinle gurur duy hadi reel mantığın bu denklemi çözebiliyorsa. Ne kadar ağlarsan ağla hiçbir gözyaşı miktarı onu içinden atmaya yetmeyecek. Bir yanın daha eksik, biraz daha yalnız, yürümeye devam edeceksin.

Hiç yorum yok: