Bitti işte görüyor musun? Rüya gibi, gözümüzü bir kapadık açtık bu gündeyiz. O kadar zaman geçmemiş gibi. O kadar gün yaşanmamış gibi. Hatırlayamadığımız bir başlangıcımız var, daha dün gibi. Ama bitti, veda yazımı yazıyorum sana. İşte ben böyleyim yazarak sever, yazarak veda ederim...
Bağlantıyı koparmasak da eskiden birlikte yaptığımız şeyleri başkalarıyla veya tek başımıza yapacağız. Bu senin için ne kadar önemli , yani ben senin için ne kadar değerliyim bilmiyorum ama seziyorum. Unutma alimin bilmediğini arif bilir.
Neden mi buraya koydum yazıyı? Söylemiştim. Bu oyunun son sahnesi muhteşem olacak diye. Ama sen iyi bir iz sürücü olamadın. Neyse öncelikle hakkını helal et ve okumaya başla;
İstersen hiç başlamayalım.Ben o gerçekten yaşamaya korkanlardanım. Ağlak duvar kenarları, maziye hapsolmuş pişmanlıklar benim mekanım. Birbirimizi çok sevmeyelim. Çok sevmeyelim ki canımız çok acımasın. Birbirimize bağlanmayalım, bağlanmayalım ki birbirimize hiç bağırmayalım. Yıkıp atalım aradaki köprüleri, yoksa ayrılması çok zor olacak.
İstersen hiç başlamayalım. Cezbedici mutluluk hayalleri cebimizde kalsın. Bu riskli borsa oyununu oynamayalım. İçimdeki ateş çok büyük yaklaşma fazla. Seni yakmaya yüreğim dayanmaz. Yüreğime kıymayalım.
Bazı kitaplarım var benim okuduktan sonra üst raflara sakladığım. Okuyucu gözlerden kıskanırım onu. İşin ilginci kendim de tekrar okumaya kıyamam büyüsü bozulacak diye. İşte ben seni aynen böyle sevdim. Zaman zaman, istemeden sana zarar verdim. Bir narsistin sevgisine maruz kaldın sen, istersen hiç bahsetmeyelim.
Doğruyu gösterme iddasında değildin. Ben ukalalık yapıp senin bana gücün yetmez, ben her şeyi bilirim dedim. Sen bana bir adım geldiğinde ben senden on adım kaçtım. Susuz kalmış ayçiçekleri gibi eğdin yüreğini, yine de bana bir şey demedin. istersen hiç söylemeyelim. Sen beni bir ann şefketinde severken ben seni nankör bir düşman gibi ittim.
Bazen sabırsızdın, bazen kırıcı. Ama her kırışta parçaları yeniden yapıştırmak istedin. bozmadan yapılmaz ki demek istedin. Ben izin vermedim. İzin verseydim; yoluma çok daha güçlü devam edecektim.
Toyluğuma göz yumdun, gözyaşlarımın çaresiz şahidi oldun. Direnmesem yardım edecektin. ÇAresizdin çünkü ben sana anlatmadım. neyi mi? Dur biraz şimdi anlatacağım. Anlatayım da ben yazarken güleyim, sen okurken. Sen kuzeninle olan tartışmanı bana isim vererek anlatmıştın önceden, gerçi isim vermesen de ben anlardım. Şu trafo meselesini söylememiştin ama yalan olmasın. Bilmez ayağına yatışım kendi içinde bir savunma cephesiydi, anlamaya çalış.
Asuman Abla
Ben trafolara inanıyorum. Mantığıma uymasa da inanacağım. Çünkü bu noktada senin de bildiğin gibi biraz bağnazım. Şöyle bir problem var ben trafolara inanıyorum ama trafo olamam, trafolara bağlanamam, bir trafo gibi yaşayamam. Ama inkar da edemem, hakkında kötü de konuşamam; nazar boncuğu gibi, onla da olmaz, onsuz da. Bizim evdeki trafo elektrik gönderiyor arada bana. Çarpılıyorum. Bizim evdeki trafo doğru çalışmıyor. Ben de öyle çarpık çarpık dolaşıyorum etrafta. Ama sakın yanlış anlama sistemin değil tamaman şahısların hatası.
Ankara'ya gelişimin bir nedeni de bu. Burada olduğum gibi trafolar arasında da muhalifim ben. Buraya gelince rahatlayacağımı sanıyordum ama trafonun gücü Ankara'ya kadar yetti, beni çarpmaya devam etti. Bir yandan buradakiler kendilerine yontmaya çalıştılarbeni. Her yanım kesiklerle, elektrik yanıklarıyola doldu anlayacağın. İşte seni de bu ateş yaktı, ben bu ateşi içime sığdıramadım çünkü. Bu konularda kapatmıştım kendimi dışarıya, çözemediğim şeyleri bilinçaltıma atıyordum. Seninle karşılaşana kadar tabi... Sen yaralarımı iyileştirmek, kafamın içini düzeltmek istiyordun, ben neden sargı bezimi çıkardın diye kızıyordum. Çünkü bu konuda kendimi çırılçıplak hissediyordum. Bana kızma n'olur sen çocuk ruhlu bilge, ben ben masallardaki üvey kardeş kılıklı mantık abidesi sadist.
Her şey için teşekkür etme vakti geldi. Kavgaların, küsmelerin, kızmaların, susmaların için. Bizi çalıştırmaya çalıştığın için. (her na kadar benim üzerimde başarılı olamasan da) Dertleştiğin, yazılarıma katlandığın, ramazandan sonraki güllaç için. Bizimle birlikte isyan ettiğin, dayanıp çekip gitmediğin için.
Tek sorun ne biliyor musun? Kıyafetlerinle daha uyumlu olsun çorapların, koyu renklilerinden seç. Böyle daha hoş durur ayakların. Bir de benim ikinci telefonum vardı, biliyor musun:)
Unutmadan anlamadım ama, bana hep sevgilim varmış gibi davrandın. Ama yok, olsa söylerdim, başka her şeyi söylediğim gibi. Çünkü ben akıllı bir kızım:)
Bir de ben seni kıskanırdım bazen, çektiğin işkencelerin bir kısmı bu yüzden. Benim bir ismim de Hümeyra, bilsen iyi olur çünkü belki ileride lazım olur. "Sanane"nin ne illet bir kelime olduğunu öğrettin bana. Eğer birisi bana karşı kullanırsa, bunu ona ödeteceğim.
Gözlerin ışıl ışıldı bir zamanlar. Bundan sonra da öyle olabilsen... Neyse ışıltılı bakışlarla karşılaş ömrün boyunca.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder