24 Ekim 2010 Pazar

Umutsuzluktan kurtulduğumu zannettiğim zamanmış asıl mutsuz olduğum günler. Hiç beceremediğim şeyler var içimden gelmeyen… ah bir su hızıyla gelip geçse de zaman belki o zaman benim becerilerimin de bir kıymeti olacak. Gözümü kapattığımda hemen hemen aynı şeyler geliyor gözümün önüne bekliyorum ki zaman kazasız belasız geçsin geçmişten bu güne olduğu gibi. Uzak bir hayal var nerede olduğunu bile kestiremediğim. Bir ufak parçasını bile kaybetmekten ölesiye korkuyorum. İnsanı yaşatan hayalleriymiş yaşayarak öğrendim. Maddi kaygıların içinde boğulup kalmanın ötesine geçmek bu. Biraz kendi içinde kendine yönelik bir dünya kurmak. Kimse beğenmese de olur; mutlu olduktan sonra insan başkalarının söylediği fena lafları da fazla umursamaz zaten. Uzak bir kara kıta var onun bizi değil de bizim oraya varmayı yüzyıllardır beklediğimiz. Belki gerçeklerden uzak ziyadesiyle romantik benim rüyalarım ama uyanmak istemiyorum öyleyse bile sonsuza dek.
Geçmiş gün olur ki hayali cihan değer ama en güzel hatıralar bile unutulur mu dersin? O zaman mevsimler çabucak geçsin ve yeni anılar yazmak vakti gelsin.

Hiç yorum yok: